Nereye gidiyoruz?

HomeUfuk Kekül'ün Köşe YazılarıAnasayfa

Nereye gidiyoruz?

Yine hafta sonu, yine tutuklamalar, yine operasyonlar....Üç belediye başkanı, 15 kişi sabah sabah gözaltına alındı. Muhtemelen hepsi tutuklanacaklar.

KUZALAN TABİAT PARKI’NDA YANGIN
Osman Ağa anıldı. Başkan Köse:” Cumhuriyet için şehit olmaya yine hazırız”…
Müdürden devlet bütçesinden Ak Parti İl Başkanı’na özel iftar

Yine hafta sonu, yine tutuklamalar, yine operasyonlar….Üç belediye başkanı, 15 kişi sabah sabah gözaltına alındı. Muhtemelen hepsi tutuklanacaklar. Bu süreçte ifadesine başvurulmak için kimse karakola davet edilmedi, şafak vakti evlerinden alındı sonra tutuklanıp cezaevine konuldu. Ondan biliyoruz.   

Tüm bunlara şaşırdık mı, hayır!

Çünkü yaşananlar hukiki değil, siyasi bir süreci ifade ediyor. Dolayısıyla sınırsızlık hal var bu operasyonlar artarak devam edecektir de… 14 büyükşehirden geriye kalanlara, 21 il, 337 ilçe, 48 belde belediyesinden herhangi birisine de sıra gelebilir. 

Suç ve suçlama oluşturma sadece CHP’li belediyeleri kapsayacak şekilde Anadolu’ya da yayılacaktır. 

Bir sabah herkes kendi il ve ilçesinde benzer durumu görebilir. Çünkü kaderleri buldukları suç örgütü lideri olarak gözaltına alınan daha sonra etkin pişmanlıktan yararlandırılarak serbest bırakılan Aziz İhsan Aktaş denilen kişinin ifadesinde isminin geçmesine ve diğer olasılıklara bağlı. Bilmiyoruz ne dedi, ne diyecek, ne dedirtilecek önceki şimdiki belediye başkanlarına ilişkin. 

Ben en çok bu kişinin Ak Parti’li belediye başkanlarına neden hiç para vermediğini merak ediyorum. Yoksa onları satın alacak para icat edilmedi mi? Mesela komşumuz Ordu Büyükşehir  Belediyesi’nden de ihale almış. 

Aytekin Şenlikoğlu ile tanışıklığı var mı, bunu kendisi ile halefi Fuat Köse bilir.  

Elbette Türkiye’de dokunulmazlık zırhlı milletvekilleri dışında herkes suçu sabit olduğunda yargılanmalı, kimse muaf değildir. Bütün suç işleyenler konumlarına, özelliklerine bakmadan  yargıda hesap vermeli, gerekirse tutuklanmalı da…  Ama böyle masumiyet karnesini, kişinin suçsuzluğunu kanıtlama olasılığını düşünmeden, tutukluluğu cezaya dönüştürerek değil, yargı tarafından hakkında kesin suç kanıtları oluşturulmamış kişileri mizanse edilmiş, bir senaryonun parçası gibi göstere göstere hücreye götürerek değil. Herkesin karşı çıktığı bu.

Böyle yapmakla ne hedefleniyor, nereye kadar gidecekler, bana en çok sorulan da bu.  

Bana kızacaklar ama bence Sayın Cumhurbaşkanı Ak Parti Genel Başkanı olarak bir siyasi mücadele yürütüyor. İktidarda kalmak, iktidarını sürdürmek ve iktidarda kalıcı hale gelmek için bütün mücadele yöntem ve araçlarının tümünü devreye sokuyor. Yargı da bunlardan birisi…

Amaç, nüfusun % 60’ının bulunduğu illeri yöneten CHP’li belediyeleri iş yapamaz hale getirmek, başkanlarını ihaleye fesat karıştıran kişi gibi, yolsuzluk, usulsüzlük, örgütlü rant ve haraç düzeni içinde göstermektir. 

Bu süreç CHP’siz, muhalefetsiz, basınsız, yargısız bir seçime doğru evrilecek, son bulmayacak, cumhuriyet ve parlementer demokrasinin kurum, kural ve anlayışları bitirilinceye, adına Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen partili Cumhurbaşkanlığı siyasal düzeni tam olarak oluşturuluncaya kadar sürecektir. Asıl amaç da işte budur. 

Yani seçimsiz demokrasi için daha erkendir. Sayın Erdoğan iktidarını, oluşturduğu sistemin sona erme riskini düşünmektedir.Bu nedenle sırf muhalefet istediği diye hemen erken seçim kararıyla neden görevini devretsin? Yeniden seçilebileceği ortam ve koşulları yarattıktan sonra belki bunu yapacaktır. Görev döneminde; 3 Cumhurbaşkanı, 7 milletvekili, 5 yerel yönetim ve 3 halk oylaması, olmak üzere toplamda 18 seçim yapan ve çoğunu da kazanan Erdoğan, sandıkla tamam ya da devamı seçecektir. Dolayısıyla CHP bu süreci sadece Ekrem İmamoğlu’nun özgürleştirilmesi ve erken seçim çağrısı ve bu nedenle mitingler üzerine kurmamalı, bunun yanısıra Türkiye’nin diğer gündemlerini sırtlamalı. ülkeyi nasıl yöneteciğini, mevcuta alternatif; ekonomi, siyaset, sosyal, uluslararası ilişkiler modellerini, strateji, plan, politika ve programlarla anlatmalıdır. Sadece yükselen halk muhalefetini örgütlemek belli bir sınır ve çizgide tutmak yetmez. Özellikle il ve ilçe örgütlerinin sorumlularını sosyal medya fenomenleri kimliğinden arındırararak partiyi kitleselleştirerek büyütmeyi amaçlayan kişiler haline getirmelidir.   

Otokrasi ve demokrasi seçenekleri arasında sıkışarak günlerimiz sürecek. Refah için daha zaman var. 

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: