Giresun’da Ata Parti’nin koordinasyonunda düzenlenen ‘ Ulusal Eğitim Paneli’nin sonuç bildirgesi açıklandı. Ata Parti Giresun İl Başkanı Ümran İlbilg
Giresun’da Ata Parti’nin koordinasyonunda düzenlenen ‘ Ulusal Eğitim Paneli’nin sonuç bildirgesi açıklandı. Ata Parti Giresun İl Başkanı Ümran İlbilge Haliloğlu Turgut tarafından açıklanan ve 25 maddeden oluşan bildirgede, önemli değerlendirmeler yapıldı ve eğitim-öğretimin sorunları, çözüm önerileriyle talepler sıralandı.
Milli Eğitim Bakanlığı, siyasi parti genel merkezleri ve ilgili kişi ve kuruluşlara gönderilen sonuç bildirgesinde “ülkemizin geleceğinin teminatı için tanımlanan sorunlar göz önünde bulundurularak; eğitim alanında ulusal bir seferberlik başlatılmalıdır.” İfadelerine yer verildi.

Turgut ve Giresun Gazeteciler Derneği Üyesi temsilcisi Gazeteci Ufuk Kekül’ün yönetiminde yürütülen panelde; Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Kaya, Eğitimde İletişim Problemleri ve Siyasi Yaklaşımlar, Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rahman Çakır, eğitime Erişebilirlik Düzeyleri , Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Giresun Şube Başkanı Yıldıray Bıçak, Eğitim Alanında Sendikal Faaliyetler ,Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Giresun Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Ayça Kozluca , Öğrenci Açlık Düzeyleri ve Çözüm Önerileri, Eğitimci Neslihan Konar Özer, Atanamayan ve Özel Sektörde Çalışan Öğretmen Sorunsalı , Nitelikli Eğitim Üretken Öğretmen Derneği Üyesi Füsun Emecan Nitelikli Öğretmen Yetiştirme Projesi ve Uygulamaları , Psikolog Merve Gökçen Karaosmanoğlu, Giresun Belediyesi Eğitim Faaliyetleri, Gazeteci Zafer Çamaltı, Bulancak Belediyesi Eğitim Faaliyetleri , Gazeteci Ufuk Kekül, Eğitim Gazeteciliği başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler. Ata Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek de onur konuğı olarak panele uzak bağlantı ile katılarak eğitimin dünü bugününe dair değerlendirmelerde bulundu.
Kamu kurumlarından, özel sektörden, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler, siyasetçiler ve yurttaşlardan oluşan konukların dinleyici olarak katıldığı panelde, eğitimin güncel sorunlarına dikkat çekilerek; eğitimde nitelik, eğitimde sendikal faaliyetler, öğretmen- öğrenci -veli iletişim ve işbirliği, öğrenci yoksulluğu, eğitime erişebilirlik, eğitim gazeteciliği, yerel yönetimlerin eğitime katkıları konuları tartışıldı ve somut çözüm önerileri dile getirildi.
ULUSAL EĞİTİM PANELİ SONUÇ BİLDİRGESİNDE ÖNEMLİ TESPİTLER, TALEPLER VE ÇAĞRILAR
1-Eğitim Anayasamızın 42.maddesinde karşılık bulan toplumsal haktır. Bu hakkı ‘Atatürk ilkeleri doğrultusunda, laik, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre’ korumak, geliştirmek, herkesin eşit ve adil biçimde yararlanmasını sağlamak, devletin ve kamu yöneticilerinin asli görev ve sorumluluğudur. Tüm yurttaşlar kamusal eğitime eşit, adil ve ücretsiz biçimde ulaşmalıdır.
2-Eğitim ve öğretim hayatın her alanına bilgi üreten ve toplumsal gelişimi güçlendiren bir olgu olarak görülmelidir. Sanatçılar, bilim insanları, sporcular, siyasetçiler, ekonomistler gibi meslek guruplarının yetişmesini sağlayan cumhuriyetimizin ilk yıllarında uygulanan kamucu eğitim sistemine yeniden dönülmelidir.
3-Eğitim sistemi sadece siyasi iradenin temsilcilerine, bakanların yönetim tercihine teslim edilememelidir. Milli Eğitim politikaları belirlenirken öğrenciler, öğretmenler, veliler, sendikalar, eğitim yöneticileri, eğitim ve öğretim kurumları paydaş edilmelidir.
4-Müfredatın çerçevesi evrensel bilim, pedagojik ilkeler ve demokratik değerler merkeze alınarak kalıcı hale getirilmeli ancak çağın gerekliliğine bu çerçeve doğrultusunda güncellenmeli; bakanlık veya yönetimler değiştiğinde müfredat değişmemelidir.
5-Milli Eğitim Şuralarında alınan kararlar uygulanmalıdır. Eğitimin tüm paydaşlarıyla yeniden bir şura toplanmalı, sorunlar belirlenmeli, tanımlanmalı, kabul edilmeli, görüş ve önerilerle çözümler ve politikalar oluşturulmalıdır. Bir eğitim seferberliği başlatılarak kökten değiştirici ve ileri boyutta bir eğitim devrimi yapılmalıdır.
6-Laik eğitim sistemi, eğitim öğrenim birliği, karma eğitim ciddi tehdit altındadır. Bu durum sadece eğitim için değil, ülkemizin geleceğine yönelik de kaygı ve endişe taşımamıza neden olmaktadır.
7-Millî Eğitim Bakanlığı, il-ilçe müdürlükleri, okullar ve yurtların, vakıf, dernek, cemaat, tarikat gibi yapıların siyasi, ticari, ideolojik, dinsel örgütlenme alanı olmasına fırsat verilmemeli, bu tür yapıların kuşatma ve kıskacı bir an önce sona erdirilmelidir.
8-Öğretmenlerin farklı isimlerle statüleştirilmeleri ayrımcılık, ücret adaletsizliği, emek ve bilgi sömürüsü yaratmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilmelidir. Özel sektör çalışanı öğretmenler işçi statüsünden çıkarılmalı, ücretli öğretmenlik, usta öğreticilik gibi uygulamalar sona ermeli, bütün öğretmenler kamu öğretmeni sayılarak mesleki itibarlar korunmalıdır.
Öğretmenlik mesleğinin itibarının korunması ve arttırılması için “Nitelikli ve Üretken Öğretmen Yetiştirme” projesi hayata geçirilmeli; öğretmen yetiştirme eğitimi liselerden başlayarak öğretmen yetiştirme üniversitelerinde verilmelidir.
9-Öğretmen açığı varken atanmayan öğretmenler sorunu olması kabul edilemez. Bu öğretmenlerin tamamı eğitim öğretim kurumlarında kısa sürede, hemen görevlendirilmelidir. Bu yapılamıyorsa atanmadığı süreç içinde öğretmenler ekonomik ve sosyal güvencelere kavuşturulmalıdır.
10-Kapanan köy okullarının binaları envanter altına alınmalı, çürümeye terkedilmemeli, eğitim amaçlı projeler için (köy eğitim evi, kütüphane, sinema, tiyatro eğitici kurslar, bilgisayar laboratuvarı, tarımsal üretim v.b) kullanılmalıdır.
11-Taşımalı eğitim sistemi yeniden belirlenmeli, köy yerleşimleriyle, belde, ilçe merkezleri arasına bölgesel eğitim kurumları yapılmalı, eğitime ulaşım ve erişim daha kolay hale getirilmelidir. Her çocuğun en yakınındaki devlet okuluna gitmesi sağlanmalıdır. Yeniden yerinde eğitime dönüşle köyden kente zorunlu göçlerin de önüne geçileceği, tarımın ve üretimin de destekleneceği düşünülmektedir.
12- İlk, orta ve üniversite eğitimi alan öğrencilerin barınmaları çok ciddi ve giderek katmerleşen bir sorun olarak durmaktadır. Çok sayıda öğrenci bu nedenle öğrenim hakkından yararlanamamaktadır. Devlet bu alanda sorumluluk üstlenmeli, TOKİ veya teşvik edici kararlarla özel sektör marifetiyle yeteri kadar yurtlar yapılmalıdır.
13-Ülkemizde giderek derinleşen yoksulluk en çok da çocukları etkilemektedir. Aile bütçeleri çocukların beslenmeleri için yetersizdir. Eğitim kurumları çocuk yoksulluğunu yenmek için bir araçtır. Dolayısıyla çocuklara bir öğün ücretsiz yemek ve temiz içme suyu verilmelidir. Genel, yerel yönetim–sivil toplum–akademi–özel sektör iş birliği ile bu sorunun çözümünün mümkün olduğu düşünülmektedir.
14-Eğitime ayrılan bütçe artırılmalı, şeffaf denetlenebilir ve adil biçimde kullanılmalıdır.
15-Eğtime erişim eşitsizlik yaratmaktadır. Destek programları güçlendirilmelidir. Yoksul hanelere destek bursları verilmelidir. Köylere devlet destekli ulaşım bursları verilmelidir.
16- Erişim eşitsizliğini ortadan kaldırmak için kısa vadede dezavantajlı öğrencilere tablet/bilgisayar dağıtılabilir. İnternet erişimi olmayan hanelere düşük maliyetli veya ücretsiz bağlantı desteği sağlanabilir.
17-Eğitim kurumlarında internet alt yapıları, veri tabanları güçlendirilmeli, laboratuvarlar kurulmalı, dijital teknolojilerden öğrenimde yararlanılmalıdır.
18-Sınavlar başarıyı ölçen bir yöntem olmaktan çıkarılmalı, TEOG–LGS–YKS gibi merkezi sınav baskısı azaltılmalı; ölçme ve değerlendirme çoklu yöntemlerle yapılmalıdır.
19- Yapılan araştırmalarda ve istatistiklerde günümüzde çocuklarda Otizmin görülme sıklığının büyük bir hızla arttığı görülmektedir. Özel eğitime ihtiyaç duyulan bu çocuklarımızın eğitim süreçleri psikolog, sosyal bilimci, pedagog ve onlarla ilgili eğitim almış kişilerce özel okullarda yapılmalıdır. Özel çocuklar için erişilebilirlik, kapsayıcılık ve personel desteği artırılmalıdır.
20-Mesleki ve teknik eğitim reel sektörle uyumlu hâle getirilmelidir. Meslek liselerinin üretim kapasitesi ve sektörle iş birliği artırılarak istihdam odaklı bir yapı kurulmalıdır. Bu doğrultuda Çıraklık Okulları yeniden yapılandırılmalıdır.
21-Okul güvenliği çocukların, öğretmenlerin ve diğer çalışanların yaşamını tehdit etmekte, okul içlerinde cinayetler işlenmekte, okul çevresinde uyuşturucu pazarları kurulmaktadır. Bu nedenle okulların iç ve dış güvenliğini sağlamak için özel eğitim güvenliği eğitimi almış kişiler görevlendirmelidir.
22-Belediyeler yerelde kendilerini eğitimin paydaşı kabul etmeli, bu konuda uzman, akademi destekli projeler üretmeli, atölyeler kurmalı ve birimler oluşturarak eğitim-öğretimin kalitesinin yükseltilmesine yönelik politikalar oluşturmalıdırlar.
23-Bu konuda Giresun Belediyesi ve Bulancak Belediyesi’nin çalışmaları mevcuttur, eğitim, çocuk, veli üçgenini ve eğitim kurumlarını sosyal belediyeciliğin parçası gibi gören yaklaşımlar gözlenmektedir. Yerelde çocuğun okul öncesi ve sonrasında eğitimlerini güçlendirici, becerilerini geliştirici sanatsal, kültürel, sosyal ve iletişimsel çalışmaların daha da artması gerekir.
24-Belediyelerin bu yöndeki özel projelerine ilgili bakanlıklar ekonomik destek vermelidir.
25-Yazılı, görsel, işitsel ve internet medya kuruluşları eğitim yayınlarına yeniden başlamalı, eğitim sistemini kamu adına denetleyen eğitim gazeteciliği özendirilmelidir.


COMMENTS