BES’TEN TEPKİ

Birleşik Emekliler Sendikası, Temmuz 2025 itibarıyla açıklanan enflasyon farkı dışında herhangi bir ek artış yapılmayacağına
dair açıklamakara tepkş gösterdi. Sendikanın Giresun ve Bulancak şubelerinin ortak imzalarıyla yapılan açıklamada, “milyonlarca emekliyi ve asgari ücretliyi derin bir hayal kırıklığına uğratmıştır.” ifadelerine yer verildi. 
Maliye Bakanı’nın her fırsatta tekrarladığı “asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” ifadesini hatırlatan BES, TÜİK’in güvenilirliği tartışmalı verilerine dayandırılan açıklamanın gerçek yaşam koşullarıyla açıkça çeliştiği belirtildi.
Açıklamada şu değerlendirmelere yer verildi: “Bugün açlık sınırı 25.000 TL’yi, yoksulluk sınırı 82.000 TL’yi aşmış; bekar bir yurttaşın insanca yaşayabilmesi için gereken asgari yaşam maliyeti 32.500 TL’ye ulaşmıştır. Buna karşın, enflasyon farkı adı altında asgari ücrete yapılacak artış yalnızca 2.500 TL, emekli maaşına yansıması ise ortalama 17.000 TL olacaktır.
Bu rakamlar, emeklilerin barınma, beslenme, sağlık ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılamaktan uzaktır. Bir emeklinin yaşamı, yalnızca “enflasyon farkı” ile telafi edilemeyecek kadar değerlidir.” 

Birleşik Emekliler Sendikası Giresun ve Bulancak Şubeleri taleplerini şu başlıklarla sıraladı: 

1. TÜİK verilerinin bağımsız kurullarca denetlenerek gerçek enflasyon oranlarını yansıtması
sağlanmalıdır.
2. Emeklilere, yalnızca enflasyon farkı değil; *insanca yaşamı temel alan ek iyileştirme zammı*
yapılmalıdır.
3. Taban emekli maaşı, açlık sınırının üzerinde olacak şekilde düzenlenmeli, hiçbir emekli 26.000
TL’nin altında gelire mahkûm edilmemelidir.
4. Emeklilerin temel sağlık, ulaşım ve gıda ihtiyaçlarına yönelik kamusal destekler artırılmalı,
sosyal yardımlar sistematik hale getirilmelidir.
5. Emekli sendikalarının ve demokratik kitle örgütlerinin talepleri dikkate alınmalı, sosyal diyalog
mekanizmaları işletilmelidir.

BES; “Unutulmasın ki**, bir toplumun vicdanı, yaşlılarına verdiği değerle ölçülür. Emekliler, yıllarca
alın teri dökmüş, ülkenin kalkınmasında pay sahibi olmuş insanlardır. Onurlu ve insanca bir yaşam,
lütuf değil haktır.” değerlendirmesinde bulundu.