GiresunKöşe yazılarıManşet Üstü

CANİKLİ’NİN KASETİ

Türkiye’nin gündemini sarsan ve AKP’yi zor durumda bırakan ses kayıtlarının sonuncusunun, AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’ye ait olduğu iddiası, Türkiye’nin gündemine oturdu.

Bu ses kayıtlarının hangi istanbul escort yöntemle elde edildiği belli değil. Yargı kararıyla, bir soruşturma kapsamında teknik takiple mi elde edildi, ‘dinlemeye mi takıldı’,bu da belli değil.

Bu nedenle yayımlamayı ‘etik’ bulmadım, haber olarak da görmedim.

Zaten bugüne kadar bir suçun suçlularını ortaya çıkarmak için delil toplamak amacıyla yapılan yasal dinlemeler dışındaki bütün dinlemeleri ahlaki bulmadım.

AKP döneminde binlerce kişinin telefonlarının dinlenmesini de böyle değerlendirdim, bunu alçaklık olarak kabul ettim.

Canikli’nin de telefonlarını dinlenmesine de ‘oh olsun, bak gördün mü, sıra sana geldi’ sözleriyle de değerlendirmedim.
Ama o gurup başkan vekilinin, bir sürü insanın bu ve benzeri nedenlerle zindanlarda çürümesini sağlayan bir iktidarın gurup başkan vekili olduğunu, ülkemizdeki insan hak ve özgürlüklerini geliştirme, hukuk düzeni kurma yolunda mücadele etmeyen, tersine toplumuna, baskı, cebir ve şiddet uygulayan bir iktidarın mensubu olmaktan pişmanlık duymasını ve ders almasını diledim.  

Rafa kaldırılan demokrasi yerine getirilen bu eşsiz ve benzersiz siyasal recim, herkesi hedef alabiliyor.

Neyse konumuza dönelim…

Canikli, bu ses kaydının içeriği ile dün bir açıklama yaptı, ciddi buldu, kendini savundu.
Tıpkı Başbakan’ı gibi ‘montaj’ dedi. ‘üste üste bindirilmiş, aradan çıkarılmış konuşmalar var’ dedi.

Yani montaj olup olmadığını tıpkı Başbakan gibi kanıtlamadı. ”Ben böyle bir konuşma kesinlikle yapmadım”demedi.
Bu yüzden kaset hala tartışılmaya devam ediyor.

Oradaki, konuşmanın anafikri; Sayıştay raporlarının TBMM’ye gelmesini engellemek için Başbakanın bilgisi dahilinde, O’nun Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve Canikli’nin yaptıkları plan üzerine.
Çünkü o konuşmada raporların gelmesi halinde AKP’nin duman olacağı belirtiliyor.

Ben bu konuşmanın anafikrine yansıyan görüşün bir AKP görüşü ve politikası olduğuna inanıyorum.

AKP, hep ‘denetlenmekten’ korktu. Sayıştay denetimi olmayan bir düzeni özledi.Demokrasinin diğer kuvvetlerini kendi gücüne katarak tek eleştirdi. 

Oysa Sayıştay, kamu adına görev yapan, hesap soran en önemli organdır.

Bu kuruluş, kamu kuruluşlarının mali tablolarının hukuka aykırılıklarını, hatalarını raporlar, denetimler sırasında tespit ettiği kamu zararlarını ilgili daireye sunar.
Peki, Sayıştay bu görevini ne kadar yapabiliyor, ne kadar bağımsız ?..

Mesela 11 yıl boyunca TBMM’ye kaç dosya gönderildi?

Dairelere intikal eden ‘yargılamaya esas’ kaç dosya sonuçlandırıldı?

Bunları açıklasınlar, o zaman herkes inanır; o telefon konuşmasının gerçek olmadığına. AKP’nin Sayıştay’a karışmadığına…

Benim en çok merak ettiğim…

Bana göre devleti zarara uğratmanın en önemli örneklerinden birisi SEKA’dır.

Çünkü kimin neyi hangi sözleşmeyle, kaça alıp- sattığı, paranın kaynağı belli değil.  

Acaba Sayıştay; SEKA’nın MİLDA’ya, MİLDA’nın Giresun Özel İdaresi’ne, oradan da TOKİ’ye ‘peşkeş’ gibi devrini içeren bir rapor hazırladı mı?

68 milyonun peşine düştü mü?

Keşke Nurettin Canikli’nin bu kaseti çıkmasaydı, gönül ister ki bundan sonra da ne O’nun ne de başkalarının kasetleri hiç çıkmasın.
Ama işte bir kere değirmenin bendi yıkıldı, artık su tutmuyor. 

                                  *                              *                                   *

Bugün 8’inci Gezi Şehit’i, ekmek almaya giderken polisin sisli escort gaz tabancası fişeği ile vurulan ve 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin’i toprağa verdik. İçim acıyor. 

Ekmek değince aklıma hep Berkin gelecek. 

Ruhu şadolsun. Işıklar içinde uyusun. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir